Körnek
|
Karıncaların yuvaya taşımak üzere, yuva önüne yığdıkları yığın, Tahıl(Arpa Buğday Çavdar gibi yiyecek) Karıca Körneği
|
Körpe
|
Yeni doğma, yeni doğmuş.. ''körpe bebek gibi..''.
|
Koruk
|
Üzümün olgunlaşmamış hali.
|
Kos
|
Çift.
|
Kös gelme
|
Bir yana dayanmak, yaslanmak ..''oh yeri rahat kös gelmiş gavat atıp duruyor''.
|
Kösea
|
Ocak ve zoba'da ateş deşmek için kullanılan araç..
|
Kösek
|
Dev yavrusu.
|
Kösengi
|
Tandırda ateş karıştıran değnek.
|
Kösmeleme, kösmelemek
|
1) Bir şeyi yerine değilde başka bir yere uygunsuz bir biçimde atmak. 2) Alel usul yerleştirme. 3) Bir yerlere birşeyleri sokuşturma. ''bu kızda temizlik yapmış, ortalığı düzeltmiş guya herşeyi bir yere kösmelemiş''.
|
Kösnü
|
Köstebek.
|
Köşşek
|
Deve Yavrusu (Bibisi Gurban olsun Köşşek gözü gibi Gözlerine)
|
Kössengi
|
Tandırda ateş karıştıran değnek
|
Koşulamak
|
İkilemek.
|
Kösüre
|
1) Kesici aletleri (bıçak, tırpan, balta vb..) bilemeye yarayan taş 2) Bilek taşı
|
Kötelemek
|
Hızla atmak, alıp bir yerlere fırlatmak. ..''al şunu soraya doğru kötele''
|
Kötü Ağıl
|
Öz'deresinin öte geçit'i. Yamaç'ı
|
Köy Odaları, köyodasi
|
Köy odaları: Önceleri hotel ve motel olmadığı için (halen yok, yıl:2012), bir başka il, ilçe, köylerden gelen misafirler bu köy odalarında ağırlanırdı. Yatması, yıkanması, yemesi ve içmesi köy odasının sahibi kabileler tarafından giderilirdi. Çalıuşağı´nın (Çelik'lerin), Mehmet Efendi’nin (Eraslan'lar), ve daha sonraları çoğu kabilelerin köy odaları olmuştur.
|
Köynek
|
Kollu erkek atleti
|
Kubarmak
|
Hava basmak, havalara girmek.
|
Küçükkisecik, küçük kisecik
|
Yaylak eski yolu ve Isak Öztaş'ın evinin olduğu yerler..
|