Erinme, Gücenme
|
iş yapmayı gücsünen, isteksiz hal durum, (Kalksana ne Eriniyorsun)
|
Eryeten
|
Bazı Meyvelerin, mesela Kayısı'nın diğer kayısılardan erken yetmesi, olgunlaşması (Bizim bir Ağaç'da Eryeten kayısı yetişmiş)
|
Esikli, asikli
|
Bayan, kadın .''Şu asiklilere söylende biraz sessiz olsunlar''.. Aynı zamanda eksik etek de denir..
|
Eşkili
|
Katkısız sade hamurdan kalınca yapılan bir çeşit yavan çörek / Eşki olan, eşkili üzüm vs.. / Bekmez yapmadan önceki üzümün sıkılmış suyu.
|
Estek Körestek
|
Ordan burdan, Rastgele konuşmak (O ne anlatıy ? Amaan Estek Körestek gonuşup duruy)
|
Evermek
|
Birini evlendirmek..
|
Evirgâç, evirgac
|
Sacιn üzerinde pişirilen Yufka'yι çevirmeye (evirmeye) yarayan çιbιk.
|
Evirmek
|
Çevirmek, döndürmek.
|
Evlek
|
Sarıyahşi dönümü ile yarım dönüme, bir evlek denir.
|
Evlik
|
Evin girişi, Ortadaki geniş oda (Evlikdeki Tandırda ısındıh)
|
Eyreti, Eğreten
|
Geçici, idareten, Sağlam olmayan (Buda pek Eyreti olmuş)
|
Faaris
|
Hissleri kuvvetli,Uyanık,Açık göz,Olayıerken sezen kişi (O çoh Faaris hemen anlamış Faha basmadı)
|
Fahmetme, Fehmetme
|
Algılama, Görme, Farketme veya görememe (Gurban olum abam gözüm Fahmetmedi sen kimlerdensin ?)
|
Ferik
|
İkinci veya daha fazla eşlere verilen ad. ..''Hasanın Feride amma güzel ha''.
|
Filikli
|
Tüğlü Namazlağı.. Tüğlü halı, kilim..
|
Fini'Zaar, Gıdalah
|
Fini, Zaar Yavruluktan çıkmış, yetişmiş ama ufak kısa boylu olan Köpek, Gidalah'da aynı anlamı taşır, fakat gıdalah insanlara tabir edilir. (Gidalah birisi) / "zaar belkide demek, yapmıştır zaar gibi." Mahmut Çelik
|
Firek
|
Domates.. Firek bir başka anlamda ise ''Kilit..''
|
Firekyağı
|
Salça. (malesef baska izahati tarifi yok !!)
|
Fırhıtma
|
Herhangi bir şeyi hemen anienden,Hızlı bir şekilde yok etme,Yürütme, Çalma (Arhadaş gaşınan göz arasında hemen Fırhıtmış annamadım valla)
|
Firik
|
Ekinin yesil hali, buğdayın sertleşmemiş yumşak hali.
|